İMEAK DTO Ekim 2021 AB Bülteni
SİRKÜLER NO: 23.1 / 836-649 = 02/11/2021
İlgi: İMEAK Deniz Ticaret Odası’ndan alınan 02.11.2021 tarih
ve 2936/1145/2021 sayılı yazısı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası’ndan alınan ilgi
yazıda;
‘’Avrupa'da denizcilik sektöründe meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.
1- Avrupa Birliği daha
yeşil, huzurlu ve refah bir Arktik için girişimlerde bulunuyor.
İklim değişikliği, ham
maddeler ve jeostratejik etki açısından Avrupa Birliği için kilit bir stratejik
öneme sahip olan Arktik bölgesine ilişkin olarak Yüksek Temsilci Josep Borrell
ve Avrupa Komisyonu, 13 Ekim 2021 tarihinde daha yeşil, huzurlu ve refah içinde
bir Arktik bölgesi için izleyecekleri yaklaşımları bildirdi. Konuya ilişkin
yapılan ortak bildiri ile jeopolitik, çevresel, ekonomik, güvenlik, sosyal
zorluklar ve fırsatlar gibi konular ele alınarak, bu sorunların üstesinden
gelmek için sürdürülebilir yaklaşımlar konusunda ortaklarla iş birliği
yapılması teşvik edildi.
Grönland’da açılacak
Avrupa Komisyonu ofisi ile birlikte Arktik bölgesindeki sorunların AB dış
ilişkileri nezdindeki görünürlüğü artırılacaktır. Bunun yanı sıra Arktik
bölgesinde yaşayan insanlara fayda sağlamak amacıyla bölgedeki yeşil geçiş
sürecinin desteklenmesine yönelik Avrupa Birliği tarafından bir fon
sağlanacaktır.
Küresel iklim
çalışmalarına destek vermek amacıyla 31 Ekim–12 Kasım 2021 tarihlerinde
gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (UN Climate
Change Conference) öncesinde söz konusu ortak bildiri ile petrol, kömür ve gaz
sondajlarının durdurulması ile ilgili çağrıda bulunulmuştur.
Avrupa Birliği Dış
İlişkiler ve Güvenlik Yönetimi Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı
Josep Borrell konuya ilişkin şu şekilde bir açıklamada bulunmuştur: “Küresel
ısınmanın etkilerinden dolayı hızla değişmekte olan Arktik bölgesindeki doğal
kaynaklara yönelik mücadele ve bölgedeki jeopolitik rekabet artış göstermiştir.
Bu gelişmeler, Arktik bölgesindeki istikrarın, güvenliğin ve barışçıl iş
birliğinin teşvik edilmesi için Avrupa’nın bölge ile ilgili jeopolitik ilgisini
kapsamlı bir şekilde belirlemesi gerektiğini bize göstermiştir.”
AB Çevre, Balıkçılık ve
Okyanuslar Komiseri Virginijus Sinkevicius ise sözlerinde şu ifadelere yer
vermiştir: “Arktik bölgesi dünyanın geri kalanına kıyasla üç kat daha hızlı
ısınmaktadır. Buzulların ve don tabakasının erimesi iklim değişikliğini
hızlandırmakta ve bu durum devasa bir zincirleme etki ortaya çıkarmaktadır.
Avrupa Birliği, güçlü uluslararası iş birliği sayesinde Arktik’i güvenli ve
istikrarlı; Arktik angajmanı, iklim politikası, Avrupa Yeşil Mutabakatı
(European Green Deal) ve mavi ekonomi arasındaki güçlü bağ sayesinde ise sürdürülebilir
ve refah bir hale getirmek istemektedir.”
Ekonomik anlamda büyük
bir oyuncu olan Avrupa Birliği, Arktik bölgesi de dahil olmak üzere küresel
sürdürülebilir kalkınma, yerliler ve yerleşik halkının geçimine yönelik
sorumluluklar taşımaktadır. Çevresel ayak izi, kaynak ve ürünlerine olan talebi
göz önünde bulundurulduğunda Avrupa Birliği’nin Arktik üzerinde oldukça büyük
bir etkisi vardır.
Daha önce hiç görülmemiş
bir noktada olan iklim değişikliği konusu Arktik bölgesinin karşılaştığı en
büyük sorundur. Bu mücadelede küresel lider konumunda olan ve BM İklim
Konferansı’ndan önce Avrupa Yeşil Mutabakatı öneri paketleri ve yeni iklim
kanununda da belirtildiği üzere 2050 yılına kadar iklim nötr olma hedefi ve
2030 yılına kadar seragazı emisyonlarını %55 oranında azaltma hedefi bulunan
AB, görevini yapmaya ve küresel çaptaki sorumluluğunu üstlenmeye hazırdır.
Bilim, yenilik ve
bölgesel yatırımlar ile desteklenen AB’nin yeni sürdürülebilir mavi ekonomi
yaklaşımına ek olarak bir takım yasa teklifini içeren Avrupa Yeşil Mutabakatı,
AB’nin Arktik angajmanının temelinde olacaktır.
Buna ek olarak Avrupa
Birliği, barışçıl ve yapıcı diyalog ve uluslararası iş birliğine katkı
sağlayarak; iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın ekolojik, sosyal, ekonomik
ve politik etkileri ile mücadele etmek için güçlü adımlar atarak ve Arktik
bölgelerinin kapsamlı ve sürdürülebilir kalkınmasını destekleyerek çeşitli
kilit hedefler ile Arktik angajmanını daha da güçlendirecektir.
Arktik bölgesinde yapılacak çok taraflı bir iş birliğinin desteklenmesi konusunda AB’nin temel çıkarları bulunmaktadır. AB, değer ve prensiplerine bağlı olarak ve bunun da ötesinde güvenli, sürdürülebilir, refah içinde ve barışçıl bir bölgenin oluşturulması için paylaşılan sorumluluğu da göz önünde bulundurarak Arktik bölgesinde bulunan bütün kilit ortaklar ve paydaşlar ile iş birliği gerçekleştirecektir. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
2- Denizcilik sektörü,
2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini sağlamak için IMO’ya iddialı bir
plan sunuyor.
Birleşmiş Milletler
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 26’ncı Taraflar Konferansı (Climate
Change Conference of the Parties - COP26) öncesinde, Uluslararası Deniz Ticaret
Odası (International Chamber of Shipping-ICS), küresel denizcilik sektörünün
2050 yılı net sıfır emisyon hedefini taahhüt ederek sektörün Birleşmiş
Milletler nezdindeki düzenleyici kuruluşu Uluslararası Denizcilik Örgütü’yle
(International Maritime Organization-IMO) temas sağlamaktadır.
Uluslararası Deniz
Ticaret Odası, IMO’ya planlarını sunarak, denizcilik sektörünün 2050 yılına
kadar net sıfır CO2 emisyonuna ulaşmasına yardımcı olmak için hükümetlerin
alması gereken acil önlemleri detaylandırmıştır.
Küresel denizcilik
sektörünün %80’ini temsil eden ICS, COP26’da denizcilik sektörü için büyük önem
arz eden “Denizciliğin Geleceğini Şekillendirmek” başlıklı dekarbonizasyon
konferansından bir ay önce, hükümetleri IMO’nun 2050 yılına kadar uluslararası
deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonları %50 oranında azaltma hedefini
daha iddialı hale getirmeye teşvik etmektedir.
ICS’in söz konusu
planları, sıfır karbonlu teknolojiler geliştirmek için zorunlu bir Ar-Ge fonu
oluşturulmasını ve konvansiyonel yakıtlara göre daha maliyetli olan sıfır
karbonlu yakıtlara geçişi hızlandırmak için deniz taşımacılığı sektörüne
yönelik bir karbon vergisinin geliştirilmesini içermektedir.
Sunulan öneride,
dekarbonizasyona geçiş sürecinin hızlandırılması için önemli bir ihtiyaç olduğu
deniz taşımacılığı sektörü tarafından kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra 2050
yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin ancak hükümetlerin gerekli önlemleri
alması durumunda kabul edilebilir olacağı belirtilmektedir. Bu nedenle
denizcilik sektörü, 2050 yılına kadar dekarbonizasyon sürecini bir gerçeklik
haline getirmek için hükümetler tarafından alınması gereken önlemleri proaktif
olarak belirleme konusunda önemli bir adım atmıştır.
IMO tarafından net sıfır
emisyon hedefinin benimsenmesi, deniz taşımacılığı sektörünün yanı sıra enerji
sağlayıcıları, gemi inşacıları ve makine üreticilerini harekete geçirecek ve
böylece yeşil yakıt ve teknolojilere yapılan yatırımlar hızlandırılacaktır.
Yeni inşa edilen deniz
aşırı sefer yapan gemilerin ortalama 25 yıllık kullanım süresi göz önünde
bulundurulduğunda, deniz taşımacılığı sektörü iddialı net sıfır emisyon
hedefine ulaşmak istiyorsa, 2030 yılına kadar binlerce sıfır emisyonlu geminin
kullanıma hazır olması gerekmektedir. Bu nedenle, IMO tarafından Teknoloji
Hazırlık Seviyesi’nde (Technology Readiness Level - TRL) artışı hızlandırmak
için gerekli acil tedbirlerin alınması kritik bir öneme sahiptir. COP26’dan iki
hafta sonra Kasım 2021 ayında düzenlenecek Deniz Çevresini Koruma Komitesi 77.
Oturumu’nda (Marine Environment Protection Committee – MEPC77), 5 Milyar ABD
Doları tutarındaki IMO Denizcilik Araştırma Fonu’nun (IMO Maritime Research and
Development Found-IMRF) oluşturulmasının onaylanması hükümetler tarafından
atılacak önemli bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çağrı, hükümetlerin
vergi mükelleflerinin parasını kullanmasını gerektirmeden sıfır emisyonlu
gemilerin geliştirilmesini hızlandırmak için garantili finansman sağlayacak
olan IMRF teklifini desteklemektedir. Böylece, deniz taşımacılığı sektörünün
2023 yılına kadar uygulamaya koymak istediği 2 ABD Doları (US2 levy)
tutarındaki vergi sistemi aracılığıyla, dünya çapında gemi sahiplerinin zorunlu
Ar-Ge katkılarıyla IMRF finanse edilecektir.
Ayrıca ICS tarafından
net sıfır emisyona geçişi hızlandırmak için, Ekim 2021 ayı ortasında
düzenlenecek IMO toplantısında Üye Devletler tarafından ele alınacak olan,
deniz taşımacılığı sektörüne yönelik daha geniş bir karbon vergilendirme
yapısını belirleyen kapsamlı bir öneri sunulmuştur. Bahse konu küresel karbon
vergisi, 2050 yılına kadar olan süreçte gelişmiş ve gelişmekte olan ülke
ekonomileri için denizcilik sektörünün yeşil geçişinde tutarlılığı sağlamaya
yönelik olarak sıfır karbonlu yakıtlar ile konvansiyonel yakıtlar arasındaki
fiyat farkını kapatmaya yardımcı olacak ve dünya çapındaki limanlarda
kullanılacak yeni yakıt ikmali altyapısının kurulması kapsamında gereken
milyarlarca doları sağlamak için kullanılabilecektir.
ICS Başkanı Esben
POULSSON konuyla ilgili olarak şu şekilde bir açıklama yapmıştır: “Harekete
geçmek zor bir eylemdir. Bu nedenle, net sıfır emisyon teklifimiz, 2050 yılına
kadar deniz taşımacılığının dekarbonizasyonuna yönelik “nasıl” ve “ne”
sorularına cevap vermektedir. Hükümetler, gerçekten net sıfır emisyon hedefine
ulaşmak istiyorlarsa, soyut taahhütler yerine somut eylemlere geçmeleri
gerekmektedir.
2050 yılına kadar net sıfır
karbon hedefine ulaşılabilir. Ancak bu durum yalnızca, hükümetlerin bu süreci
küresel bir düzenleyici çerçeve içinde yönetmesine yönelik acil kararlar
almasıyla sağlanabilir.”
ICS Sera Gazı (Green
House Gases - GHG) önlemleri çalışma grubu Başkanı Sayın John ADAMS ise şu
ifadeleri dile getirmiştir: “Sektörümüzün hızlı ve etkili bir şekilde
dekarbonizasyonunu sağlamaya yönelik en etkili ve adil teklifleri müzakere ve
analiz etmek için çok sayıda uzman sektör lideriyle zaman geçirdik. Hükümetler
tarafından IMO’da söz konusu önlemlerin benimsenmesiyle, denizcilik sektörünü
ve ilgili sektörleri sıfır karbonlu bir geleceğe hızla taşıyacak düzenlemeler
sağlanabilir.
Hükümetler, denizcilik
sektörü tarafından Kasım 2021 ayında IMO’ya sunulacak 5 Milyar ABD Doları
tutarındaki Ar-Ge fonu önerisini onaylayarak bu yeni süreci destekleme
niyetlerini açıkça belirtebilirler.”
ICS tarafından sunulan
teklif aynı zamanda, deniz taşımacılığındaki değişimi hızlandırmak için sıfır
karbon teknolojilerinde sektör yenilikçileri arasında fikri mülkiyetin
paylaşılmasına yönelik planları da içermektedir.
ICS Genel Sekreteri Guy
PLATTEN ise; “Bu öneri, karbon emisyonları konusunda daha sıkı bir şekilde
düzenlenmeyi talep eden ve bu hedefe ulaşmaya yönelik zorlukları aşmak için
öncülük yapan denizcilik sektörü açısından örnek teşkil etmektedir. Gündemde
olmak yerine net sıfır emisyon hedefine ulaşmaya çalışıyoruz.
Net sıfır hedefinin politik bir iyi niyet göstergesinden daha fazlası olması isteniyorsa, hükümetlerin açık denizlerde sefer yapan büyük gemilerden kaynaklanan CO2 emisyonlarını aşamalı olarak sıfırlanmasının zorluğunu kabul etmesi gerekmektedir. Sadece sunulan bu tedbirler ile deniz taşımacılığı sektörünün dekarbonizasyonu için yenilikçi bilgi boşluğu ve küresel çapta adil bir geçiş sürecinin zorlukları çözüme kavuşabilir.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. (Kaynak: ICS)
3- EMSA ve Türkiye
arasında bağışlama sözleşmesi imzalandı.
Avrupa Deniz Emniyeti
Ajansı (European Maritime Safety Agency–EMSA) Genel Müdürü Maja Markovcic
Kostelac ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan
12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası sırasında bir bağış sözleşmesi imzaladı. Söz
konusu sözleşme ile EMSA, Karadeniz ve Hazar Denizi Bölgeleri’ndeki Deniz
Emniyetini, Güvenliğini ve Deniz Çevresini Koruma projesi kapsamında
Türkiye’deki gemi denetçileri için sülfür izleme ekipmanı temin edecek.
Taşınabilir ve hafif
olan bu ekipman ile gemiler tarafından kullanılan yakıtın sülfür içeriğinin
gemi denetçileri tarafından hızlı bir şekilde gemi üzerinde incelenmesine
olanak sağlanacak.
İstanbul’da gerçekleştirilen etkinlikte Maja Markovcic Kostelac yenilikler, yeni trendler ve sürdürülebilir lojistikte yeşil lojistik uygulamaları konulu açık oturumlara katıldı. (Kaynak: EMSA)
4- Temiz yakıtları
destekleyen Avrupalı armatörler, yasal boşluklardan dolayı FuelEU girişiminin
kaçırılabilecek bir fırsat haline dönüşebileceğini düşünüyor.
19 Ekim tarihinde ECSA
FuelEU denizcilik önerisine ilişkin görüşünü içeren bir yazı yayımladı. İklim
krizinin toplumumuzun yüzleştiği en büyük insani, ekonomik ve çevresel
zorluklardan biri olduğunun altı çizilen yazıda, Avrupalı armatörlerin ‘Fit for
55’ paketi kapsamındaki artırılmış iklim hedefini desteklediği ifade
edilmiştir.
ECSA Başkanı Claes
Berglund konuya ilişkin olarak şu şekilde bir açıklama yapmıştır: “Deniz
taşımacılığı sektörüne yönelik küresel bir çözüm daha tercih edilebilir gibi
gözükse de sektör, AB düzeyinde de iklim krizine yönelik çözümlere katkıda
bulunmalıdır. ECSA, FuelEU Denizcilik önerisi kapsamındaki fiyatı pahalı veya
piyasada mevcut olmayan daha temiz yakıtların pazarda tutunmasını teşvik etme
hedefini desteklemektedir. Fakat söz konusu öneri, ‘Fit for 55’ paketi
kapsamındaki diğer öneriler ve AB’nin genel artırılmış iklim hedefi ile daha
tutarlı olmalıdır.”
Mevcut FuelEU denizcilik
önerisi kapsamında AB dışından alınan biyoyakıt karışımlarına yönelik uygulama,
yalnızca AB’den olmayan yakıt tedarikçileri tarafından verilen belgelere
dayandırılarak yapılacaktır. AB iklim hedeflerine olumlu yönde katkı yapan
azalan karbon salınımlarının hesaplanması amacıyla bu belgelerin kullanılması,
uygulamaya yönelik önemli açıkların ortaya çıkmasına sebep olmakla birlikte
nihai olarak yine uygulamaya yönelik risklerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
ECSA Genel Sekreter Vekili Sotiris Raptis ise şu sözleri ifade etmiştir: “FuelEU önerisi, sektördeki temiz yakıt alımlarına yönelik fırsatın elden kaçırılmasına neden olabilir. Yakıt standartlarının karşılanması konusunda AB yakıt tedarikçilerinin sorumlu tutulması ile uygulamaya ilişkin endişeler büyük ölçüde giderilecektir. Daha temiz yakıtların kullanılmasının teşvik edilmesine yönelik talep çok önemli olmakla birlikte Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’nden (European Union Emission Trading System – EU ETS) elde edilecek gelirler, rekabet ortamının sürdürülmesi göz önünde bulundurularak Avrupa endüstrisinin karbonsuzlaştırılması amacıyla geliştirilen Farklara Yönelik Karbon Sözleşmeleri (Carbon Contracts for Differences–CCFD) ve Yenilenebilir Enerji Direktifi (Renewable Energy Directive) kapsamında daha yüksek katsayı uygulanarak temiz ve geleneksel fosil yakıtlar arasındaki fiyat farkı dengelenmelidir. (Kaynak: ECSA)
5- 01.01.2021-01.11.2021
tarihleri arasındaki Paris MOU kapsamında Türk bayraklı gemi tutulmaları.
01.01.2021–01.11.2021
tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında Türk Bayraklı
gemilere yönelik 162 denetim gerçekleştirilmiş ve söz konusu denetimlerde 1
Türk Bayraklı gemi (İtalya–Manfredonia) tutulmuştur. Türk Bayraklı gemi
tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx)
yer almaktadır.’’
Denilmektedir.
Sayın Üyelerimizin
bilgilerine rica ederiz.
Saygılarımızla,
Vapur
Donatanları ve Acenteleri Derneği
Emin
EMİNOĞLU
Genel
Sekreter
Dağıtım: Tüm üyelerimiz