Aylık Yazı Dizileri
İnsan
İNSAN
İnsan, doğanın bir parçasıdır. İnsan, ailenin, çevrenin, toplumun kurucu ve devam ettirici unsurudur; insandan kaynaklanır ve bu alanda her şey “insan” içindir. Tarihi varlık alanı, insanın tutum, davranış ve eylemlerinden oluşur. İnsanın düşünce ve hayat tarzının bütün özellikleri ve nitelikleri ailede toplanır. Aile saygının, sevginin, paylaşmanın ve dayanışmanın kaynağıdır. İnsanın çevresiyle bütünleşmesinin ilk halkasını aile teşkil eder. İnsan-aile-çevre adı altında, üç temel unsurdan toplum hayatı, oluşur. Maddi ve manevi varlığı, çevresel ve toplumsal ilişkileri, sürekli etkileşim ve iletişimleriyle insan bir bütündür ve bunlar boyutlara ayrılır.
· İnsanın maddi ve manevi bir varlığı vardır.
· İnsan, çevresel ve toplumsal etkinliğe sahiptir.
· Her şeyin kaynağı, insanın zekasıdır.
İnsanın manevi varlığı, iman ve ilimle; zekası, bilgi ve deneyimle gelişir. İnsanın maddi, çevresel, toplumsal ilişkileri, etkileşimleri, genellikle yaşadığı ortamın, tarihi ve kültürel değerlerin, geleneklerin, örf ve adetlerin, iktisadi hayatın, hukuk düzeninin etkisi altındadır.
İnsan, zekasıyla çevresinde var olan şeyleri temas ederek algılar. Bu algılama sonucu düşünür, inceler ve araştırır. Bu araştırmaların sonucunda çözüme ulaşır ve bilim meydana gelir. Meydana gelen bilim bilgi olarak topluma sunulur ve toplumla bütünleşir. Algılama, düşünme, inceleme, araştırma, bulma ve geliştirme, ancak insana özgü bir niteliktir.
İktisadi, sosyal ve kültürel faaliyetlerin ve kalkınmanın amacı, insanın refah ve mutluluğunun sağlanması içindir. Devlet, vatandaşları için vardır. İnsan da ancak bir devlet çatısı altında ve hukuk düzeni içinde belirlenen görev ve sorumluluklarını yerine getirerek, çevre ve toplumla ilişkilerinde, yetkilerini yapıcı bir şekilde kullanarak vatandaş olabilir. İnsan varlığının her alanda korunmasına, güçlenmesine ve gelişmesine özen gösterilir. Bu özeni hiçbir inanç, siyası düşünce, görüş ve eylem kısıtlayamaz.
Her toplum, "İnsan" konusunda: yetişmiş insan gücünün oluşmasını ve korunmasını, 5-6 yaşından itibaren çocukların eğitimlerini bilim ve teknolojinin gerekleri ile eğitilmelerini, bilim ve bilgiye önem verilerek bilgi üretilmesini, insan hayatının, sağlığının, onurunun, saygınlığının, eşitliğinin ailede, çevrede, sokakta, işte, çalışma yerinde, kırda ve bayırda kısaca nerede ve ne şartlar altında olursa olsun korunmuş, savunulmuş ve güvenliğine ulaşmış, insanlardan oluşmuş bir toplum ister.
Ulu Önderin 1932 yılında; “Her şeyin koruyucusu insan toplumudur: Bizi koruyan, refah içinde yaşatan toplumdur. Bu nedenle topluma önem vermek, onu kuvvetlendirmek ve yaşatmak gerekir. Her türlü gelişmelerin, huzurun ve güvenin kaynağı toplumdur.” sözü, insan ve toplumun ne kadar önemli olduğunu ifade buyurmuşlardır.